Kızılcahamam - Akasya Termal Tesisleri: Huzurun ve Sağlığın Adresi

Kızıl-Çam-Kazan platformu olarak bizler, Ankara-İstanbul hattında, Akköprü’den Akyarma’ya uzanan güzergahta Kahramankazan-Kızılcahamam-Çamlıdere yöresinin insanlarıyız. Temizliğe kendi evimizin önünden başlarsak ülkemiz temiz olur, kalkınır inancındayız.

Bizler hayatın her alanından insanlarız. Bürokratız, siyasetçiyiz, akademisyeniz, askeriz, eğitimciyiz, hukukçuyuz, ekonomiciyiz, iş insanıyız, sanatçıyız, memuruz, işçiyiz, girişimciyiz, tarımcıyız… Genciz, yaş alanlarız, enerjimiz, birikimimiz, deneyimimiz var. Biriz, birbirimiz içiniz. Aramızda hiyerarşi yok, eşit düzeyde ve mesafedeyiz.

Hemşerilik çatısı altında bireyselliklerimizi koruyarak özgürlüğe, ortak akla, dayanışmaya, işbirliğine, kapsayıcılığa, birleştiriciliğe, milli-manevi ve çağdaş değerlere inanıyoruz. Siyaset, ideoloji, felsefi düşünce, mezhep, meşrep gibi hususların ayrıştırıcı değil, birikim ve deneyim zenginlikleri olduğunu düşünüyoruz. Mayamızı ve hamurumuzu koruyarak daha ilerilere gitme potansiyeli, azmi ve kararlılığını kendimizde görüyoruz. Toplumsal ve kültürel bakımdan homejen yapımızın bizim için bir avantaj olduğun farkındayız. Ancak bunun dışlayıcılık, ötekileştiricilik niteliği taşımadığını da her fırsatta gösteriyoruz.

Yöre insanı olarak, Modern Türkiye’nin Başkenti olan Ankara şehir Merkezine gelsek de, köklerimizden-köylerimizden kopmadık. Ankara’da olmanın birikimi-imkanı ve sorumluluğu ile  kır-kent birlikteliğine inanıyoruz. Beraber üreteceğimiz projelerle yöresel kalkınmayı daha da ileri götürebileceğimizi düşünüyoruz. Ankara’dakiler olarak hayatın her kesiminde yer alan bizler yakın işbirliği ile kent yalnızlığımızı hafifletip, daha güvenli ve mutlu bir geleceği ümit ediyoruz.

Ankara’nın Batıya açılan kapısı Akköprü’den çıkınca  Kahramankazan-Kızılcahamam-Çamlıdere’den güzergahından Batı İllerimize ve daha sonar  Avrupa’ya.

Batıya açılan  E-89 kara yolu ve TEM otoyolunun geçtiği bölgemizde,  Ankara’ya Kahramankazan 45 km, Kızılcahamam 79 km, Çamlıdere 95 km uzaklıktadır. İstanbuldan yola çıkıldığında ise Çamlıdere 368,7 km., Kızılcahamam 374,8 km., Kazan ise 422 km dir.

Doğamız Kızılcahamam ve Çamlıderede çoğunlukla  Dağlık ve ormanlık alanlardan, Kazanda ise çoğunlukla düzlük  alanlardan oluşur.  Ankara’nın en yoğun ve  bakir ormanları yöremizdedir. Yöre Ankaranın su ihtiyacını büyük oranda karşılayan içme ve sulama suyu havzasıdır. Doğası harika olup, Ankara ve diğer yakın illerin insanlarını cezbeder. Yörenin yüzölçümünün yaklaşık %50’sini tarım alanları, %28’ini orman ve fundalık, %12’sini çayır ve meralar, %10’unu ise tarım dışı araziler. Ankara ilinin %17,1’i ormanlarla kaplı olup, çoğu Kızılcahamam-Çamlıdere’dedir

İklim Batı Karadeniz ılıman yağışlı ikliminden orta Anadolu karasal iklimine geçiş yapar. Ankara’nın en çok yağış alan ilçeleri Kızılcahamam ve Çamlıdere’dir. Ankara’nın içme suyunu belgemizdeki Kurtboğazı, Eğrekkaya, Akyar, Çamlıdere ve Bayındır barajları karşılar.

Yöremiz dinlenme-rekreasyon bölgesidir. Şehirlerin dışında eğlenme, dinlenme ve doğaya yakınlaşabilme ihtiyaçları için, korunmaya alınmış doğal alanlar ve parklarımız var. Bunların bir bölümü göl, gölet ve baraj gölleri etrafındaki yeşil alanlardır. Bir bölümü ise yayla ve ormanlık bölgelerdir. Kızılcahamam Soğuksu Milli Parkı, Çamlıdere Çamkoru Doğa Parkı gibi. Çamlıdere’de Benli Yaylası, Aluçdağ Festivali ve yağlı güreşlernin yapıldığı Aluçdağı Mesire alanı vardır.

Kızılcahamam’da Sinap yakınlarındaki Neojen memeli kalıntıları ve adını Ankara’dan alan Ankarapithecus meteai adlı bir hominoid (insansı) türe ait fosil keşfedilmiştir. Çamlıdere’deki Taşlaşmış Ağaç Fosil Ormanı, Erken Miyosen’de (23-15 milyon yıl öncesi) gelişmiş olan çam ve meşe ağaçlarının bulunduğu karışık bir ormanın fosil kalıntılarından oluşur.

Yöremizin Ankara’ya yakınlığı nedeniyle,  özellikle hafta sonları çok sayıda günübirlik  turist ağırlarız. İlçe pazarlarında civar köylerden gelenler yöresel ve doğal ürünler Pazar imkanı bulur. Kızılcahamam son yıllarda yapılan büyük otelleriyle kongre ve toplantılara ev sahipliği yapmakta, bu yolla ilçe turizmine büyük katkılar sağlamaktadır. Son zamanlarda bölge Doğa Yürüyüşü ve Dağcılık Faaliyetleri  için de sıklıkla tercih edilmektedir.

Bölge termal cennetidir. Roma döneminden beri kullanıldığı bilinen Kızılcahamam ve Seyhamamı kaplıcaları Türkiye çapında ün kazanmıştır. Başta romatizma olmak üzere birçok derde deva olan kaplıcaları, sağlık turizminde Yöremizin yıldızını parlatmıştır. Kahramankazan ve Çamlıdere de  son yıllarda termal tesislere kavuşmuştur. 

Habitad zenginliği ve Hayvan Türleri  açısından da  Ankara’nın en zengin Yöresiyiz. Özellikle ormanlık alanlarda ayı, yaban domuzu, geyik, kurt, tilki, porsuk, tavşan, kokarca, gelincik, sincap, keklik, çil, toy, turna, çulluk, güvercin, üveyik, bıldırcın, atmaca, şahin ve kartal gibi kuşlar, Akarsularımızda ve göllerimizde sazan, alabalık, yengeç, kurbağa, kaplumbağa, karabatak, yaban ördeği, yaban kazı gibi hayvanlar mevcuttur. Kızılcahamam’ın Kara Akbabası dünyada nadir hayvanlardandır. Kahramankazan’da tarım ve hayvancılık vardır. Şekerpancarı, fasulye, kavun, hububat, henüz yeni yeni gelişmekte olan seracılık, büyükbaş ve kümes hayvancılığı ve arıcılık vardır. Belediye et kombinası yalnızca Kahramankazan’ın değil Ankara’nın ve ilçelerin de et ihtiyacını karşılayabilmektedir.

Kahramankazan 150’ye yakın sanayi kuruluşu ile Ankara’nın hatta Türkiye’nin sayılı sanayi merkezlerindendir. Çelik konstrüksiyon, makine montaj ve imalatı, petrol ürünleri, zirai ilaç, gıda, inşaat, yem, kimya ve nakliyat dalları başta olmak üzere iç ve dış piyasaya üretim yapan 250 fabrika mevcuttur. Türkiye’de hava platformlarının tasarımı, geliştirilmesi, imalatı, entegrasyonu ve satış sonrası hizmetleri alanında teknoloji merkezi konumunda olan Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ) (TAI- Turkish Aerospace Industries, Inc.) başta gelir. İlk milli savaş uçağımız Kaan buradan havalanmıştır. F-16 savaş uçakları ve saldırı helikopterleri burada üretilmektedir.

Yöremiz ağırlıklı olarak  Oğuz Boylarından oluşsa da, Halkımız arasında değişik Türk  boy ve topluluklarından da hatrı sayılır sayıda insanımız mevcuttur.  İnsanımız özgürlüğüne düşkündür. Bu anlamda namerde değil merde bile muhtaç olmak istemez.  Ekmeğini taşan çıkarır. Yaratıcı ve girişimcidir. Büyük bölümü 20. Yüzyılın ikinci yarısında Ankara’ya göçmüştür. Başlangıçta Samanpazarı, Hergele Meydanı gibi yerlerde küçük esnaflık yapanlar yanında odunculuk/mahrukatçılık, bahçıvanlık, Siteler’de mobilyacılık, sanayide oto tamirciliği gibi işlerde faaliyet göstermişlerdir. Ekonomik özgürlüklerini kazanmışlardır. Aynı şekilde bilimde, sanatta, bürokraside, siyasette var olama mücadelesi vermişlerdir. Şimdi bir üste aşama olarak sermaye birikimi yaratma, yatırım faaliyetleri, fabrikalaşma, şirketleşme, kurumsallaşma çalışmalarına ağırlık verilmektedir.  

Bu niteliklerle bölgemiz sadece Ankara değil Türkiye’nin de hatırı sayılır dinamik güçlerinden ve kurucu unsurlarındandır. Ülkemizin geleceğe olan kalkınma yolculuğunda büyük ve nitelikli katkılar sağlama tecrübe ve potansiyeline sahiptir.

Kızıl-Çam Platformu olarak amacımıza gelince;  Yöremizin gerek ekonomik, mali, sosyal, siyasal ve  kültürel kalkınması için, İlgili resmi ve sivil tüm yasal ve meşru kişi, kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak,  düşünce, fikir ve projeler geliştirmek,  tüm etkili unsurları ve  insanları bir araya getirerek  çalışmalar başlatmak ve başlayan çalışmaları yürütmek suretiyle,  yöremizden başlayarak, Yöremizin doğasını, çevresini, sosyal, coğrafi,  kültürel değerlerini ve kazanımlarını koruyarak,  çok daha fazla kalkınmasını ve gelişimine imkan  sağlamak sevdasındayız.

Prof. Dr. Seyfettin ERŞAHİN